Hak ve Kardeşlik Hareketi'nden Kritik Çağrı: "Müslümanlar Birleşmeli, BM'den Hayır Gelmez!"



Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı Prof. Dr. Naki Erdemir, yayımladığı basın açıklamasında, mevcut Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının yapısını ve icraatlarını eleştirerek, Müslüman ülkeler arasında Ortak Barış Gücü kurulmasının zorunlu olduğunu belirtti.

BM'ye Yönelik Eleştiriler ve "Büyük İsrail" İddiası

Prof. Dr. Erdemir, BM'nin kuruluş amacının "hakkı ve adaleti tesis etmek" değil, Siyonist planlar çerçevesinde İsrail'in kurulması, korunması ve "Büyük İsrail"in oluşturulması olduğunu öne sürdü. Eleştirilerini şu noktalarda yoğunlaştırdı:

BM'nin ilk kararının İsrail'in kurulması olması.

Örgütte haksız yere 5 ülkeye veto hakkı tanınırken, 46 Müslüman üye ülkenin hiçbirine bu hakkın verilmemesi.

BM'nin 67 yıllık icraatında daima Müslüman ülkelerin aleyhine kararlar alarak sadece emperyalizm ve Siyonizm'in çıkarlarını koruduğu.

BM'den Müslümanlar lehine hak savunması beklemenin "avuntu ve safdillik" olduğunu, bunun sadece terör ve anarşi doğurduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Erdemir, BM Barış Gücü'nün de kusurlu olduğunu, güçlü ülkelerin iradelerine tabi olarak zayıflara zulmedenlere müdahale etmek yerine, patronların çıkarına uygun zamanı beklediğini, Suriye ve Gazze'deki son olayları buna örnek gösterdi.

Müslüman Ortak Gücün Kurulması Çağrısı

Açıklamada, yeryüzündeki yaklaşık 46 bağımsız Müslüman ülke ve diğer yönetimler altındaki Müslüman toplulukların birleşerek kendi birleşmiş milletler teşkilatlarını kurmaları gerektiği vurgulandı. Bu teşkilatın amacının "Kuvvetin değil, Hakkın" hakim olması olacağı belirtildi.
Prof. Dr. Erdemir, 1,5 milyarlık Müslüman camianın tek bir vücut olarak hareket etmesi, dünya siyasetine ağırlığını koyması ve ezilen diğer mazlum halkların da hakkını savunabilmesi için bu birliğin şart olduğunu dile getirdi.

"İslam Barış Gücü" Kur'an'ın Hükmüdür

Açıklamanın temelini oluşturan "İslam Barış Gücü" önerisi, Kur'an ve Sünnet'e dayandırıldı. Özellikle Hucurat Suresi'nin 9. ayeti ("Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin...") referans gösterilerek, bunun dinin "amir bir hükmü" olduğu ifade edildi.
Önerilen Barış Gücü'nün İşleyişi:

Anlaşmazlık Çözümü: Ülkeler içi veya arası çatışmalarda önce hakem heyetleriyle çözüm aranmalı.

Müdahale: Haksız taraf çözüme yanaşmadığında, teşkil edilecek Ortak Güç ile duruma müdahale edilmeli.

Adaletli Savaş: Saldırgan taraf diretirse, fiili müdahale (savaş) saldırganın haksız fiilini bertaraf etmek için yapılır ve barış sağlanıncaya kadar sürer. Müdahalede bile saldırgana karşı "adaletli (kıst ile)" davranılmalı ve cezası suçunu aşmamalıdır

Kapsam: Bu güç sadece Müslüman topluluklar arası çatışmaları değil, aynı zamanda rejimlerle halklar arasında çıkan derin ihtilafları da ele alarak dış müdahalelere (Batı'nın Irak ve Libya'da olduğu gibi) sebebiyet verilmesini önlemelidir.


Müşterek Barış Gücü'nün Yapılanması

Prof. Dr. Erdemir, Said Nursi'nin "Milyonlar efradı bulunan ordular olacak" sözlerine atıfta bulunarak, bu gücün caydırıcı olacağını ve dünyanın en büyük ordusu olacağını iddia etti.
Kurulması Gereken Müşterek Barış Gücü'nün Şartları:

Yetki ve Etki: Üye ülkelerin iç barışını sağlamak, hak ve hukukunu korumak için yerli ordunun üzerinde bir yetkiye sahip olmalı.

Asker Katılımı: Her ülke nüfusu ve maddi gücü oranında asker bulundurmalı.

Ortak Eğitim: Güç, ortak bir eğitim ve tatbikattan geçmeli.

Amaç ve Gaye: Güçteki her askere Kur'an ve Sünnet orijinli İslami eğitim verilmeli; hak, hukuk ve insan haklarına azami ölçüde önem verilmesi sağlanmalı.

Saldırıya Karşılık: Üye ülkelere herhangi bir saldırı olduğunda, bu saldırı hepsine yapılmış kabul edilmelidir.

Prof. Dr. Erdemir, bu önerilerin "hayal" değil, Müslüman nesillerin bilinçlenmesiyle hayata geçecek bir "muhayyile" olduğunu belirterek sözlerini sonlandırdı.


Kral Gazetesi - Medyanın Kralı
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu